Günümüzde Türkiye-Ukrayna Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması dünya çapında birçok insanın dikkatini çeken bir konudur. Türkiye-Ukrayna Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması, ortaya çıkışından günümüz toplumu üzerindeki etkisine kadar insanların hayatında önemli bir rol oynamıştır. Bu makalede, Türkiye-Ukrayna Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması ile ilgili farklı yönleri ve bakış açılarını kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz ve çeşitli alanlardaki etkilerini analiz edeceğiz. Popüler kültür üzerindeki etkisinden geçmiş, şimdiki ve gelecekteki tarihle olan ilgisine kadar, Türkiye-Ukrayna Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması'in ve günümüz dünyasındaki rolünün ayrıntılı bir analizine dalacağız. Eleştirel ve yansıtıcı bir bakışla, Türkiye-Ukrayna Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması'in farklı etkilerini ve sonuçlarını inceleyerek mevcut toplum ve gelecekteki etkisini daha iyi anlamaya çalışacağız.
Çarlık döneminde, henüz I. Dünya Savaşı başlamadan Ukrayna'da Rusya'ya karşı artan bağımsızlık isteği ile Ukrayna Kurtuluşu Birliği kurulmuştu. 1914 yılından itibaren yapılandırdığı birçok şubeden birini de İstanbul'da açmasıyla Türkiye, Ukrayna ile tekrar birebir ilişki kurulmuştur.
1917 yılında Bolşevik İhtilaliyle başlayan Brest Litovsk Müzakereleri döneminde, Osmanlı Devleti ve Ukrayna arasında 9 Şubat 1918 yılında bir barış antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmayla Ukrayna'nın bağımsızlığı da tanınmıştır.
Bu dönemden sonra ikili ilişkiler dostane bir seyir izlemiştir. İki devlet arasında savaş dönemi boyunca esir edilen asker ve sivillerin geri verilmesi için 12 Şubat 1918 ve daha sonra 17 Eylül 1921 tarihlerinde antlaşmalar imzalanmıştır. Bundan sonra diplomatik ilişkiler yoğunluk kazanmış ve karşılıklı olarak Türk-Ukrayna elçilik heyetleri gönderilmiştir. Yapılan ticari antlaşmalarla her iki taraf ticari haklar kazanmış ve ortak ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır.
Diğer yandan, 16 Mart 1921 tarihinde imzalanan Moskova Antlaşması ile, Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ile (Türkiye) Büyük Millet Meclisi Hükûmeti arasında barış, hattâ yardımlaşmaya varan bir dostluk dönemi başlamıştı. Ardından Ekim 1921 tarihinde imzalanan Kars Antlaşması ile Türkiye'nin doğu bölgesindeki günümüzdeki sınırlar çizilmişti. Bu ortamda SSCB içindeki ikinci önemdeki Ukrayna SSC'nin de Ankara Hükûmeti ile ilişkisini arttırmasının şartları oluşmuştu.
Antlaşmanın gerçekleşmesi
O dönemde Ukrayna SSC dışişlerinde bağımsız politika izleyebiliyordu. Ukrayna SSC ile resmi ilişkilerin başlangıcını Ukrayna Bolşevik Partisi Merkez Komite delegelerinden ve SSCB Merkez Komitesi üyesi Mihail Vasilyeviç Frunze'nin ve 40 kişilik bir heyetinin 26 Kasım 1921 tarihinde başlayan Türkiye ziyareti oluşturmuşturdir. Heyet önce deniz yoluyla Trabzon'a gelir ve birkaç gün burada kalır. Aralık ayında Ankara'ya gelinir. 25 Aralık günü TBMM heyetiyle bir araya gelirler ve Ukrayna-Türkiye konferansı başlar. Dostluk havası içinde geçen konferans, 2 Ocak 1922 tarihinde Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ile Türkiye arasında, Türkiye-Ukrayna Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması imzalanmasıyla sonuçlanmıştır. Antlaşmayı Ankara Hükûmeti adına Dışişleri BakanıYusuf Kemal (Tengirşenk), Ukrayna SSC adına daha önce Ukrayna'nın Ankara büyükelçiliği de yapmış olan SSCB Merkez Komitesi üyesi Mihail Frunze imzaladı.
Antlaşmanın maddeleri
Antlaşmanın, iki devletin karşılıklı olarak birbirini tanıması, Karadeniz'e kıyısı olan devletlerin katıldığı konferansta Karadeniz’in ve içine dökülen nehirlerin uluslararası statüsünün belirlenmesi, Karadeniz ülkelerinin onayı olmadan İstanbul ve Çanakkale boğazlarında özel bir rejimin uygulanmaması, diplomatik ilişkilerin kurulması gibi maddeleri vardı.
Antlaşma sonrası
Antlaşma ile yeni bir boyut kazanmış olan ilişkiler, Mayıs 1922'deki ticaret antlaşması ile daha da güçlenmiştir.